Boşanmanın Sessiz Tanıkları: Çocuklar
Boşanmanın Sessiz Tanıkları: Çocuklar
Psikolog Sena Doğru
Bir çocuk için ev, sadece dört duvar değil; güvenin, huzurun ve aidiyetin sembolüdür. O evin içindeki sesler, dokunuşlar, göz göze gelişler… hepsi onun karakterine, hayata bakışına sessizce nakış gibi işlenir. Ancak evin temeli çatladığında, çocuk bu çatlağı önce ruhunda hisseder.
Boşanma, iki yetişkinin birlikte yürütemediği bir hayatı sonlandırma kararıdır. Fakat bu karar, yalnızca o iki kişiyi etkilemez. En çok da arada kalan, sorumluluğu olmayan ama yükü omuzlarında hisseden çocukları etkiler. Çünkü boşanmalar çoğu zaman sadece evlilikleri değil, çocukların dünyasını da paramparça eder.
Bazı çocuklar bu süreci sessizce geçirir. İçine kapanır, konuşmaz, ama geceleri sessizce ağlar. Bazısı öfkelenir, davranış problemleri gösterir. Okuldaki başarısı düşer, arkadaşlarıyla ilişkileri bozulur. Her çocuk farklı tepki verir ama ortak bir duygu vardır: kaygı. Ne olacak? Kimle kalacağım? Annem babam beni sevmeye devam edecek mi?
Çocuklar boşanmayı anlayamaz sanıyoruz. Oysa çocuklar her şeyi hisseder. Evdeki gergin havayı, yükselen sesleri, suskun sofraları fark ederler. Onlara hiçbir şey anlatmasanız da, iç dünyalarında bir şeylerin yolunda gitmediğini bilirler. Asıl sorun, anlatmamakta değil; nasıl anlatacağımızı bilememekte yatıyor.
Birçok ailede çocuk, taraflar arasında bir araç gibi görülüyor. "Baban seni almaya gelmedi." "Annen yine seni düşündü mü?" gibi cümlelerle çocuk, adeta taraf seçmeye zorlanıyor. Oysa çocuk ne anne ne baba olmalı; sadece çocuk kalmalı.
Boşanma süreci, çocuğun ruhsal gelişimi için bir kırılma noktası olabilir. Fakat bu süreç, doğru yönetildiğinde bir travmaya dönüşmek zorunda değildir. Ebeveynler kendi aralarındaki çatışmaları çocuklardan uzak tutmalı, çocukla sağlıklı iletişim kurmalı ve her şeyden önemlisi onun duygularını önemsemelidir.
Peki, ne yapılmalı?
-
Açık ve dürüst olun. Yaşına uygun bir dille, çocuğunuza neler olduğunu anlatın.
-
Sürekli sevildiğini hissettirin. Boşanmanın onun suçu olmadığını sık sık vurgulayın.
-
Rutinlere devam edin. Hayatındaki düzenin korunması, çocuğun güvende hissetmesini sağlar.
-
Onu taraf seçmeye zorlamayın. Ebeveynlik, boşanmayla sona ermez; birlikte sürdürülecek bir sorumluluktur.
-
Gerekirse uzman desteği alın. Özellikle içine kapanan ya da davranış değişiklikleri gösteren çocuklar için bir uzmandan yardım istemekten çekinmeyin.
Son olarak şunu unutmamalıyız: Bir evlilik bitebilir ama çocukların kalbindeki sevgi bağı her zaman yaşar. O bağı korumak, çatışmaların değil, merhametin ve sorumluluğun eseridir. Bir çocuğun gözlerinde "annem de babam da hâlâ benim yanımda" duygusu varsa, boşanma onun için son değil, yeni bir başlangıç olabilir.
Aileler evliliği sürdürememiş olabilir ama hâlâ iyi birer anne-baba olabilirler. Çünkü her çocuk, ayrılmış bile olsalar, sevgi dolu iki limana ihtiyaç duyar: biri anne, biri baba.